Baba Lokantası
Datça merkezde bir sokak arası esnaf lokantası burası. Sokaktan yürürken mis gibi kokan zeytinyağlı dolmasına vurulup da girdik içeriye. Küçücük bir aile işletmesi olan dükkanın içinde iki masa kapısının önünde de üç masa var. Anne arkada yemekleri pişiriyor oğlu da gelenlere yemekleri anlatıyor istediklerini tabaklara dolduruyor. Tazecik yapılmış zeytinyağlı biber dolması ve o anda annenin kızarttığı köfteden aldık tepsimize. Tam masaya geçecekken revani çarptı gözümüze. Dayanamadık, ondan da istedik. Yemekler çok lezzetliydi. Fiyatları da makuldu. Biz ev yemeği çok severiz. Bize çok iyi geldi. Hatta o kadar beğendik ki sonraki gün öğlen saatlerinde bir kere daha gittik.
Ekim Pastanesi
Datça merkezin Taşlık tarafında küçük şirin bir pastane keşfettik. İçerisi pastel renklerle dekore edilmiş masasından duvarlarındaki çerçevelere kadar hepsi detaylıca seçilmiş bir yerdi burası. Pasta dolabına da şöyle bir baktım. Bir de ne göreyim, günlerdir adını sayıkladığım bademli keşkül karşımda duruyordu. Çayın yanında afiyetle yedim. Bademli keşkülün içine bol bol file badem koymuşlar, rengi ve dokusu çok güzeldi. Çayını da çok beğendik. Sonraki gidişimizde sırasıyla tuzlu kurabiyelerinden ve vişneli coco’sundan denedim. Hepsi birbirinden güzeldi. Tam bir bardak çayla kitap okumalık bir mekan.
Mayan Datça
Datça’nın gün batımları meşhurdur. Bir akşamüstünü Datça- Bodrum feribotlarının kalktığı Kairos Marina’da bulunan MayanDatça’da geçirelim dedik. Burası Meksika mutfağından ilham almış ve menüsünde lezzetli tacolar ve quesadilla’ları koymuş. Yanında da harika kokteyller eşlik ediyor. Biz beef taco ve parmesanlı patates kızartması söyledik. Yanına da kuzukulaklı cinli bir kokteyl eşlik etti. Manzara muhteşem ortam çok keyifli müzikler de belli bir saatten sonra DJ performansıyla tam bir yaz akşamı eğlencesine dönüyor.
Çınar Dondurma
Datça merkezden Taşlık’a doğru yürürken yokuşun bitiminde denize karşı bir dondurmacı keşfettik. Resmen çocukluğumda olan dondurmacılardan. Hani böyle tentesinden sandalyesine dükkana girdiğindeki kokusundan dondurmayı kaşıklayan amcaya kasadan duran ablasına kadar. Hepsi oranın eskisidir, yerlisidir. Heh işte öyle bir yer. Gerçek meyve kullanan şekerini abartmayan bir dondurmacı. Külahı bile eski tip. Hışır hışır parçalanır ağzında. Dedelerin anneannelerin torunlarına yemekten sonra söz verdikleri dondurmayı ısmarladıkları yer burası. İşte tam olarak böyle bir yer Çınar Dondurma. 1976’dan beri taze taze dondurmalarını üretiyorlarmış. Başka şubeleri yokmuş. Hatta “Okan bey dondurması” diye özel bir dondurmaları bile var. ” Sağlıklıyaşıyoruzcom” sayfasının sahibi Okan bey’in tarifiyle ürettikleri şeker ve katkı maddesi bulunmayan bu dondurmada keçi sütü, Datça bademi ve çam balı kullanıyorlar. Yolunuz düşerse mutlaka deneyin.
Nesli Mantar/ Kahvaltı
Datça merkezden Palamutbükü tarafına doğru giderken Hızırşah mahallesini az geçtikten sonra sağda ufak bir tabela gözüküyor. Nesli Kahvaltı&Mantar. Bir sabah kahvaltı etmek için yolumuzu buraya düşürdük. İyi ki de düşürmüşüz. Ne kadar keyifli bir yere denk geldik böyle. Çardakların altında püfür püfür kahvaltı ettik. Kahvaltı da öyle az buz bir şey değil. Sofrada tazecik doğranmış domates salatalık biberler, kendi yaptıkları çeşit çeşit peynirler, içi yağ çekmemiş pişiler, köy ekmeği, el yapımı reçeller kısacası her şey vardı. En ilgimi çeken şey ise Nesli hanımın müzik seçimleriydi. Öyle güzel fransızca eski müzikler çalıyordu ki. İnsan kendini çok başka yerlerde hissediyor. Kahvaltı ettikten sonra Nesli hanıma mantarları sordum. Maalesef bu sene verimli geçmemiş. Bir sonraki sezon tekrar devam edeceklerini söyledi. Belli mi olur bir sonraki gidişimizde harika istiridye mantarları bulabiliriz.
Otuz Bar
Datça merkezde mahalle arası bir pub keşfettik. Daha doğrusu orada yaşayan bir arkadaşımızın bizi davet etmesi üzerine bulduk diyelim. Otuz Bar, Datça merkezde sokak arasında bulunan sevimli bir mahalle pub’ı. Akşamları canlı müziğin olduğu arkadaşlarla gidip birer bira içip sohbet edilebilecek bir yer. İş çıkışı ay da akşam yemek sonrası gitmek için ideal.
Knidos Şarapçılık
Datça Reşadiye’de bulunan Knidos Şarapçılığa tadıma gittik. Tadım için özellikle bir üzümün üç halini denemedik istedik. …. üzümü Datça’ya ait bir üzümmüş. Sadece orada yetişiyormuş. Ben en çok rose halini beğendim. Yanında da ufak bir peynir zeytin tabağı söylemiştik. Şarap denerken güzel bir eşlikçi oldu. Ayrıca zeytininin üzerine döktükleri zeytinyağını da kendi bahçelerindeki zeytinlerden elde ediyorlarmış. Zeytinyağı oldukça lezzetliydi. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.
Datça Vineyard
Datça’nın sanırım en güzel esen yerine gittik. Datça Vineyard. Bir tepeliğin üzerine kurulmuş olan bu yer uçsuz bucaksız bir yeşillik ve sonunda sonsuz maviliklere açılan harika bir manzaraya sahip. Mahzen bölümünden girip şarap tadımı yapabilirsiniz ya da bizim gibi en üst değirmenlerin olduğu bölüme geçip manzara eşliğinde tadım yapabilirsiniz. Bu sefer tok olduğumuz için pek bir yemek deneyemedik ama yan masalara giden pizza ve salatalarda gözüm kaldı. Denediğimiz beyaz Silenus Chardonnay oldukça lezzetliydi. Yolunuzu mutlaka düşürün.
Datça bizim bahçeden
Instagram’da sürekli yeni yerleri, mekanları araştırıyorum. Yaptığım araştırmaları da not ediyorum ki zamanı geldiğinde kolaylıkla bulabileyim. Bağ bahçe çok sevdiğim için notlarımın içine Datça’da bulunan çiftlikleri de eklemiştim. “Datçabizimbahçeden” ailesiyle de böyle tanıştık. Daha doğrusu bilmeden kapılarına dayandık. İyi ki de gitmişiz. Çok tatlı bir aileyle tanştık. Seneler önce İstanbul’dan Datça’ya taşınmışlar. Ailenin anne ve babası bütün bahçeden ve ürünlerden sorumlu. Baba bahçenin bütün bakımından mesul. Ekip biçme toplama işleriyle ilgileniyor. Anne ise bütün toplanan malzemeleri pişiriyor taşırıyor kurutuyor ve hazırlıyor. Sevgili kızları Aygül hanım ise paketlemesi kargolaması ve müşterilerle olan iletişimi organize ediyor. Biz bahçeden bir şeyler toplayabilir umuduyla gitmiştik. Maalesef bahçede mevsim gereği çok fazla bir şey kalmamıştı. Onun yerine bize birer türk kahvesi ikram ettiler. Bol bol sohbet ettik. O ara baba geldi son kalan incirleri ağacın tepesinden topladı getirdi. Bata çıka taze incir yedik. Bizi uğurlarken elimize bir salkım üzün tutuşturdular. İstanbul’a dönmeden uğrayın biraz da yan tarafta ağaçtan ceviz toplarız size dediler ve uğurladılar. Aman o bir salkım üzümü bütün gezi boyunca tane tane keyfini çıkara çıkara yedim. Bundan sonra annenin yaptığı likörlerden sirkelerden sipariş vereceğim.
Vakit buldukça gittiğim deniz kıyılarından notlar
Mendelle Beach – Kargı koyu
Giriş ücreti ve içeride yeme-içme ücreti yüksek olan denizi temiz mekan. yemekler güzeldi.
Yeşim Beach Bar- Kargı koyu
Giriş ücreti olmayan halk plajı kıvamında ev yemekleri güzel olan mekan